7 Eylül 2010 Salı

Cevdet Bey ve Oğulları'ndan...

''Hanımlar da içsin,'' dedi Sait Bey ''Daha Türkiye'ye gelmedik...'' Kültüre, zamana, değişen hayata ve Türkiye'ye, geceyarısı trenle yaklaşılan şu bizim sevgili, hüzünlü memleketimize ilişkin bir şakaydı bu. Sofrada uzun zamandan beri böyle şeylerden söz ediliyor, şakalar yapılıyor, gülüşülüyordu. Sait Bey hep birlikte güldükten sonra, karısına takıldı: 'Atiye Hanım içkiyi ancak yurt dışında gönül rahatlığıyla içebiliyordu. Bunun üzerinde Sait Bey'in kızkardeşi Güler de ağbisine takıldı: 'Sait de Fransa'ya her gidişinde şarap ve rakı hakkındaki düşüncelerini değiştiriyordu. Sait bey kızkardeşinin şakasından alınmış gibi yaptı. ''Rakıyı tartışmam!'' dedi. Ömer'e bakarak ekledi: 'Rakı erkek içkisidir!'' Buna gülüşülmedi. Yalnız Sait Bey Ömer ile bir şeyler paylaşmaktan, erkekliğin tadını çıkarmaktan hoşnut gülümsedi. Ömer onlarla dün gene burada, vagon-restoranda tanışmıştı. Sait Bey özür dileyerek boş masa bulamadıklarını, oturmak istediklerini söylemişti. İlk nezaket sözlerinden sonra Paris'e neden geldiklerini anlatmışlardı; Sait Bey her yıl karısıyla Avrupa'ya çıkmayı alışkanlık edinmişti. Bu yıl yanına kocasından ayrılan kızkardeşini de almıştı. Ömer de onlara Paris'e Londra'dan dönerken uğradığını söylemişti. Dört yıldır Londra'da inşaat mühendisliği okuyordu. ''Ama biz kadın hakları konusunda birçok Avrupa ülkesinden ilerideyiz,'' dedi Atiye Hanım. Sait Bey : '' Doğru, bu önemli!'' dedi ...'' Cumhuriyet işte bu ...'' Yüzüne yakışmayan haşarı bir çocuk bakışı takınarak ekledi : ''AMA ENİNDE SONUNDA KADINLARIN DÜNYANIN HER YERİNDE GÖREVLERİ AYNIDIR.'' (s.91-92)

0 yorum: